ÇANAKKALE – Peşrev çekip güreşe tutuşan yiğitlere 66 yıldır kispet yapıyor (2)

Türkiye’nin “Dinç İnsan Hazineleri” ortada saha düz, unutulmaya yüz tutmuş çığır temsilcilerinden 79 yaşındaki Bigalı kispet ustası İrfan Delimsirek, 66 yıldır er meydanı yiğitlerinin kispetlerini dikiyor.

Ustasının yanında 13 yaşında henüz ilk “saraçlık” yerine tanıdık mesleğe başlayan Mecnunca, Çanakkale’nin Biga ilçesinde duvarlarını güreşçi fotoğraflarıyla derli toplu adeta siftinlik tıpkısı müzeye dönüştürdüğü yegâne odalı atölyesinde üretime devam ediyor.

Mesleğini senelerdir yegâne başına sürdüren Delicesine’in büyük kandırarak işlediği kispetler, çokça sayıda pehlivan eliyle kullanıldı.

Yetiştirdiği çıraklar sebebiyle mesleğinin unutulmamasına üstelik yardım sağlayıcı Delice, Mürekkep Uluslar Terbiye, Bilim ve Ekin Örgütünün (UNESCO) somut sıfır kültür mirası çalışmaları kapsamında Ekin ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Umumi Müdürlüğünce 2010 yılında “Hayatiyetli İnsan Hazinesi” seçildi.

“26 yaşındaydım, Türkiye’birlikte kispet ustası olarak yegâne kaldım”

Kispet ustası İrfan Delimsirek, AA muhabirine, dede sporu yağlı güreşin kispet olmadan yapılamayacağını söyledi.

Pehlivanların kispet giyerek ilk Allah’a, sonradan yüreğine istinaden asker meydanına çıktığını tamlayan Delice, şunları anlattı:

“Biga’nın Eğridere köyünde doğdum. 2. Acun Savaşı’ndan çıkmışız, zaruret, fakirlik var. İçimde kıraat isteği vardı. Maatteessüf okuyacak durumumuz yoktu. 13 yaşındayken babama ‘Beni tıpkı sanata verir misin?’ dedim. Babam, ‘Ustalarla görüşeyim’ dedi. Biga’üstelik 7-8 saraç vardı. Saraçlık geçmek hayvanlara koşum takımı, ihtiyat, eğer yaparlar. Saraç Mustafa Turabi usta o ahit Biga’nın en gani saraçlarından. Ustanın yanına gittim. ‘Bismillah’ dedik başladık, 66 seneden beri benzeri mesleğin içindeyim.”

Mecnunca, yamaklık ve kalfalık dönemlerinin arkası sıra askere gittiğini, döndüğünde ustasının birlikte çalışmaya bitmeme ettiğini aktardı.

Ustasının 1967’birlikte hayatını kaybettiğini dile getiren Atmaca, ” İstanbul’da ustamdan çok daha adlı tıpkı Hidayet yırtıkça vardı. 3 ay bilahare birlikte o emrihak etti. Ego o tam 26 yaşındaydım, Türkiye’dahi kispet ustası adına yegâne kaldım. O zamanın bilcümle adlı pehlivanları bana geldi, ‘Aman ustacığım bizi bekâr tevdi. Bu kahraman pehlivanları yeşil çayırlarda kimsesiz salıverme’ dediler. Allah bana müzaheret etti, bütün adlı pehlivanları 1968 senesinden itibaren kispetsiz bırakmadım.” diye konuştu.

Teknolojinin gelişmesi kispet yapımının süresini birlikte kısalttı

İrfan Delicesine, mesleği uzun yıllar bir tane başına sürdürdüğünü, sonrasında çıraklar yetiştirdiğini bildirdi.

Kispet istihsal ve tamirat işini öğrettiği ustalarla halen görüştüğünü anlatan Delice, “Çıraklar yetiştirmeye bitmeme ediyorum. Samsun, Denizli, Antalya, Edirne’bile çıraklarım var. Benim yaşım 80’e geldi.” dedi.

Yağlı güreşe belediyelerin balaban katkılarının olduğunu vurgulayan Atmaca, sponsor oldukları pehlivanların kispetlerini yaptırdıklarını belirtti.

Atmaca, 50 sene ilk bugünkü sistemler olmadığı ve teknoloji gelişmediği amacıyla parçalanmamış sanatın umum emeğiyle yapıldığı bilgisini verdi.

Şu anda üretimde şişman makineler kullanıldığına değinen Atmaca, şunları kaydetti:

“Tığ benzeri hesap yaptık. Bugüne kadar 15-16 bin lime umum ile kispet dikmişim. O zamanlar nüfusumuz azdı. Umum emeği ile ayrımsız pehlivana 2,5-3 günde kispet yağlayıp teslim ediyordum. İsterse ‘Giydir’ derse da giydiriyordum namına. Şu anda benim çıraklarım günde 5 kispet yapıyor. Zahir yapıyorlar? Teknoloji ilerledi. Benim 3 saatte yaptığım aynı işi onlar 9 dakikada yapıyorlar. Ağız Ağıza el emeğiyle yapılan kispetleri kendi kendine makinelerle yapıyorlar.”

Delice, Türkiye’nin hem federasyon hem birlikte diğer kurumların destekleriyle güreşte çokça ati seviyede olduğunu, sporcuların uluslararası turnuvalardan madalyalarla döndüğünü sözlerine ekledi.

Share: