Depremde elan 40 günlükken 2 bacağını kaybetti, yaşama azmini kaybetmedi

Bingöl’de 1971 yılında meydana gelen zelzele zımnında henüz 40 günlükken 2 bacağını gürpedek kaybeden Derviş Baht (51), hayata küsmeyip, ağababa mesleği olan demircilikte ustalaştı. Seçme bölüm akülü sandalyesine binip caddelerdeki ‘engelleri’ aştıktan sonra işinin başına sabık Şans, kendisinin yaptığı kazma, kürek ve balta kabil aletleri satarak ailesini geçindiriyor

Bingöl’de 22 Mayıs 1971 tarihinde Richter ölçeğine bakarak 6.8 kadar meydana gelen depremde 878 hayat hayatını kaybetti, 700 hayat ise yaralandı. Depremde elan 40 günlükken göçük altında artan Mücahit Yıldız, dertli kendisine kurtarıldı, ancak iki bacağını kaybetti. Felek, yaşadığı yekpare olumsuzluklara rağmen hayata küsmedi. İlerleyen yıllarda ağababa mesleği olan demircilikte ustalaştı. Ailesinin ve arkadaşlarının destek olduğu Kader, sanayideki hareket yerine hususi mânialı otomobiliyle gidip geliyor. Nasip engeline rağmen bilcümle engelleri aşarak ateşli başında demiri tava getirip kazma, kürek ve balta kadar aletler yaparak ailesinin geçimini sağlıyor.

“Engelimi kendime engel etmedim”

1971 Bingöl depreminde 40 günlükken gerileme altında kalarak iki bacağını kaybettiğini tamlayan Derviş Talih, “1971 doğumluyum ve Bingöl depreminde 40 günce iken seçkin iki bacağımı bile kaybettim. O günden bugüne kadar sakat namına yaşadım. Yılmadım, kendimi tembelliğe vurmadım, çocukluğumdan beri kendimi böyle gördüğüm amacıyla kabullendim. İlk ve Ortaokul diplomalarını haricen aldım. Engelimi kendime bariyer etmedim. Engelimi kendime engel etseydim ego bu günlere gelmezdim. Babamın mesleği demircilikti köle babama apotr oluyordum malzeme götürüp getiriyordum ayrıntılı yıllar bunu yaptım” dedi.

“Engellisin yapamazsın edemezsin sözlerini dikkate almadım”

Talih çevresinden sorumluluk geldiğini ve kendisine “Engellisin yapamazsın edemezsin, senin baban sana bakamıyor mu bir tane çocuksun” sözlerini dikkate almadığını kaydederek konuşmasına şöyle devam etti:

“Yaşayan bendim, kimse benim hayatıma ekstra bire bir madde katmıyordu, hoppadak söyleyip geçiyordular. Tığ böyle zaten engelimizi aşamıyoruz, aşamadığımız vadi bunlar. Babamla bu arada bu günlere büyüklüğünde getirdik işi. Evlenip çoluk çocuğa karıştım. Engelime karşın çocuklarımı kimseye muhtaç etmedim. Didindim, yılmadım, usanmadım. Yorulduk, müşkülat da çektim, zor çekmeyen var mı? Meşakkat çekmeden aynı şeye eş olamazsın doğrusu.”

Uran esnaflarından Hasan Ağın ise “Çıpa doğramacıyım ego ve kısaca 32 senedir buradayım. Sağlıklı olduğumuz halde çalışırken zorlanıyoruz amma yine savaş ediyoruz. Arkadaşımız Alperen’i 30 yıldır tanıyorum kendisi özürlü olmasına rağmen çalışıyor evine aldatmak kovmak üzere canla başla savaş ediyor. Kendisini takdir ediyorum” diye niteleyerek konuştu. – BİNGÖL

Share: