Kesk Samsun Şubeler Platformu: “Engelliler, Mutlak Yoksulluk ve Kıtlık Koşullarında Tutulmaktadır”

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

KESK Samsun Şubeler Platformu Yürütme Müesses üyesi ve Kürsü Emekçileri Sendikası (BES) Engelliler Komisyonu Temsilcisi Dişi Ziya Bektaşoğlu, 3 Açıklık Acun Engelliler Günü dolayısıyla; “Sağlık, eğitim, istihdam ve sosyal güvenlik, erişim hizmetleri özellikle oluşmak üzere neredeyse eksiksiz kamusal hizmetlere kısıtlanmış aynı şekilde erişebilen engelliler, bağımsız yetersizlik ve açlık koşullarında tutulmaktadır. Engellilere yönelik, iktidarların ve genel kendisine hükümran bakışın muhtaçlık-hastalık üzerinden kurulduğu bilinmelidir” açıklamasını yaptı.

KESK Samsun Şubeler Platformu, 3 Antrakt Dünya Engelliler Günü nedeniyle, dün; Süleymaniye Geçidi’nde izah yaptı.

Platformun dolaşma sözcüsü Niyazi Keder, “Mürekkep milletler eliyle 1992 yılından beri, 3 Meyan Dünya Engeliler Haset farkındalık haset adına kutlanmaktadır. Dünyada şu anda 1 bilyon özürlü bulunmaktadır. Ülkemizde ise 2022 yılı verilerine göre, 1 milyon 400 bin erkek mânialı, 1 milyon yüz bin avrat özürlü gelmek üzere, mecmu 2 milyon beş beniz bin sakat bulunmaktadır. Bu nüfusumuzun yüzdelik 9,7’sine denk gelmektedir ve bu engellilerin 775 bini yoğun engellidir. Engellilerin tacize ve şiddete normal insanlara bakarak yüzdelik 4 ile 10 hatim henüz fazladır. Zaman Samsun’dahi de engelli farkındalık günü amacıyla adliyemizde çalışan ve BES sendikamız üyesi Gacı Nur Bektaşoğlu sizlere basın açıklamasını yapacak. Turgay Karagöz arkadaşımızda sema engelliler üzere bu matbuat açıklamasını çevirecektir” dedi.

“ENGELLİLER MUTLAK FAKIRLIK VE AÇLIK KOŞULLARINDA TUTULUYORLAR”

KESK Samsun Şubeler Platformu Yürütme Yerleşmiş üyesi ve Kesim Emekçileri Sendikası (BES) Engelliler Komisyonu Temsilcisi Bayan Berrak Bektaşoğlu ise şunları söyledi:

” Türkiye’de nüfusun yüzde 12’den fazlasının benzeri engeli olduğu TÜİK verileri ile ortaya konulmuştur. 10 milyondan fazla insanın yaşamını etkileyen engellilik amme hizmetleri Türkiye’de yeterli düzeyde değildir. Milyonlarca engelliye ve ailelerine kamusal bire bir hizmet politikası ile zaruri sosyo-iktisadi destekler sunulmadığından, erişilebilir kentler, binalar ve mekanlar oluşturulmadığından dizgesel tıpkısı ayrımcılık ve ötekileştirme durumu yaşanmaktadır. Esenlik, terbiye, istihdam ve sosyal güvenlik, muvasala hizmetleri başta tutmak amacıyla az daha parçalanmamış kamusal hizmetlere kısıtlanmış bire bir şekilde erişebilen engelliler, bağımsız milletvekili yetersizlik ve açlık koşullarında tutulmaktadır. Engellilere yönelik, iktidarların ve umumi olarak hâkim bakışın muhtaçlık-çor üzerinden kurulduğu bilinmelidir. Tıpkı yandan ‘sağlamcı’, mavera yandan ‘merhametçi’ olan bu sağ açıklık engellilerin emeğini hiçleştiren ayrımsız yaklaşımdır. Sağlamcılık, mahsus normlar dışındaki bedenleri natamam, kısıtlı, defolu görme yanlışlığıdır. Bu yönüyle sağlamcılık ile ırkçılık beyninde iri bire bir örtüşme olduğu bilinmelidir. Kişilerin bilgisini, eğitimini, karakterini, yapabileceği işleri ve tıpkısı adam yerine ana hakları ve ihtiyaçlarını dikkate almadan aut görünüşüne bakarak kullanmak bire bir ayrımcılıktır. Bu ayrımcılığa maruz artan yer şişman sosyete kesimlerinden biri engellilerdir.

“ENGELLİ SORUNLARI GEÇİŞTİRİLİYOR”

Engellilerin esas yurttaşlık haklarının tanınması ve uygulamanın bu yönde dönüştürülmesi yerine engellilere yapılan kısmi ödemelerle sorunların çözümü geçiştirilmektedir. Milyonlarca engellinin içtimai, konuşu, açık oturum ve kültürel güç dahil olabilmesi üzere sunulması gereken ana amme hizmetlerinin belirlenmesi üzere sendika ve konfederasyonlarımızın kamucu benzeri yaklaşımla tabir geliştirmesi ve bu yönde etkinlikler gerçekleştirmesi gereklidir.

Engelli ödenekleri ve yardımları koca onuruna yerinde benzeri düzeye yükseltilmelidir. Bu ödenekler ayak bazlı değil, mânialı yurttaşın kendi özgün durumu temel alınarak verilmelidir. Minimal ücretin altında benzeri ifa yapılmamalıdır. Engelliler enflasyona cebin korunmalıdır.

Kamuda ve hususi sektörde yasalı istihdam kotasını doldurmayan kurumlar için zaruri yaptırımlar namına getirilmemektedir. Kamudaki bu kota yüzdelik 10’a yükseltilmeli, engelli kamu emekçilerinin cümle hizmet sınıflarında çalışmasının koşulları oluşturulmalıdır.

Kamuda ve özel sektörde engelli istihdamında engellilerin yüz yüze kaldığı ayrımcılık herhangi bir sabık ahit bakir bire bir nitelik kazanmaktadır. Etkin engellilere yönelik ayrımcılık ve mobbing durdurulmalıdır. İnsan onuruna reva iş ve yaşam koşulları sağlanmalıdır.

Engellilerin medyada, siyasette ve hesaplı yaşamda temsili için isteklendirme edici mekanizmalar kurulmalı, engellilere yönelik ayrımcı söylemin baştan üretilmesine karşı tedbirler alınmalıdır.

Her engel grubunun kendine özgü mesail yaşadığı ve konu hakkına ilişik sivil cemiyet kuruluşlarının yıllardır çözüm önerileri sunduğu bilinmektedir. İşitme engelliler için; meni dili tercümanlığı ve işitme cihazlarına ilgili sorunlar çözüm beklemektedir. Müşahede engellilerin ayn tedavileri, Braille alfabesi ve ünlü materyallere erişimi, beyaz zehir baston ile düzenli mekanların varlığı/yokluğu kabilinden sorunları hal beklemektedir. Görme, işitme, zihnî, ortopedik ve süreğen hastalığı olan engellilerin eğitimi karşı teferruat, pedagog, mahir/idareci, bina, vb. başlıklarda sorunlar geciktirilmeden çözülmelidir. sıkça yaşanan düzey şokları dolayısıyla çoğu ithal olan merhem, tıbbi aygıt ve iyileştiren araçlara erişimde tartı etkili engelliler desteklenmelidir.

SMA, Serebral Palsi, SSPE ve Down Sendromu olan kişilerin, kıymetli hastalığı olanların ve ailelerinin sorunları lüzumlu sosyo-ruhsal ve iktisadi destekten yoksun olmaması amacıyla “erdemli tıpkı kamu hizmeti” sunulmalıdır. Engellilerin bakım yükünün içtimai güvenceye alınması ve çoklu engeli olan kişilere ve ailelerine şümullü bire bir bindi sunulması gereklidir.

Rehabilitasyon ve özel hizmet merkezlerinin fiziksel altyapı yetersizlikleri sunulan hizmeti kontra etkilerken bu yerlerde müteharrik kişilerin garantisiz olması kalıcı sorunlara posta açmaktadır. Güvencesiz iş sonlandırılmalı ve bu hizmetler kamucu ayrımsız yaklaşımla verilmelidir.

Engelliliğin halis tıbbi, fiziki ve saf tıpkı bahis olmadığı hisse senedi kazaları, trafik kazaları, familya içi hız, mikro beslenme, akraba evliliği ve gebelik-veladet süreçlerinde yeterli tıbbi desteğin sunulmaması kadar nedenlerle engelliliğin yeniden üretildiği görülmelidir. Mavera yandan toplumsal yaklaşımın, önyargıların, alışkanlıkların ve geleneklerin engelli sorunlarını ağırlaştırdığı görülmelidir.

Otizmli erat ilkin oluşmak için umumi adına engellilere yönelik dışlayıcı tıpkısı deyiş ve pratiğin yaptırımsız kaldığı, engellilere müteveccih şiddetin cezasız kaldığı bilinmelidir. Bu cezasızlık politikası durdurulmalı ve otizmli bireyler ilkin girmek üzere engellilere müteveccih terbiye için geleneksel formaliteci ve yaklaşımlardan vaz geçilmelidir. Bu konuda almaşık iletişim ve eğitim yöntemleri üzere muktezi kamusal girişimler başlatılmalıdır.

Engellilerin önündeki genişlik iri engel ise atamadır. Engelliler için tayin sayısı ve sunulan takım sayısı yetersizdir. Tayin engeli ayrımsız zaman evvel efdal kontenjanlı nasıp müjdesi ile kaldırılmalıdır.”

Share: