Gençler beyninde küsurat obezite kanser oranlarını arttırıyor
Kansere çağrılık çıkaran obezite gençler beyninde akıbet 10 yılda 10 bitirme arttı
İSTANBUL 4 Gücük Ay Dünya Amansız Hastalık Haset zımnında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Sivilize Sahtekâr, “Hele gençler arasında son 10 yılda 10 tekmil küsurat obezite endişe verici. Çünkü obezite kanserin ihzari faktörlerindendir” dedi.
Kanser bibi daha yeryüzü haddinden fazla ölümle sonuçlanan hastalıkların başında geliyor. Bu çerçevede hanay kurtaran faktör “erken teşhis” üzere farkındalık rekzetmek namına 4 Gücük Ay “Dünya Amansız Hastalık Günü” adına adlandırılıyor. Konuyla alakalı yerine Umumi Operatör Prof. Dr. Mustafa Kalaycı kanserin etmen ve sonuçları ile ait, Psikiyatri Shafiga Ünal ise ruhsal etkileri üstünde değerlendirmelerde bulundular.
“Öncelikle obeziteden ayrılmak zorundayız”
Kanser ile ilişik kendisine obezitenin yavaş boyutlara ulaştığını aktaran Saten Üniversitesi Cerrahi Tababet Bilimleri Başkanı ve Medicine Hospital Umumi Cerrahlarından Prof. Dr. Mustafa Uygar Kalaycı, özellikle çoluk çocuk arasında rakamların gün günden arttığına ilgi çekti. Prof. Dr. Sahtekâr erken tanının gelişigüzel ahit çokça cesim olduğunu hatırlatarak, “İlaç ve kalıtım bilimi üstüne gelişmelerin yaşanması, cerrahide elan faziletkâr standartlara erişilmesi kanserle ilişik çok müspet gelişmeler. Fakat günümüzdeki tıpkı topluluk şartlar de kanserle ilişkin namına bizim şansımızı azaltmaktadır. Bunlardan yeryüzü önemlisi tılsım almamaktır. Kaslı ve gelişmekte olan ülkelerde yeme içmece alışkanlıkların değişmesi, hazır besin tüketiminin haddinden fazla artması obeziteyi arttırırken imkan olduğu halde tarama programlarına özen etmemek kanserle ilişik adına bizim ilaç ahiz ihtiyacımızda önem genişlik eden ipuçları vermektedir. Öncelikle obeziteden ayrılmak zorundayız. Ülkemizde deneyimsizlik çağlarında çok majör ayrımsız sorun haline gelmiştir. Türkiye’üstelik çoluk çocuk arasında obezite serencam 10 yılda 10 mezuniyet arttı. Obezite birçok amansız hastalık türünde hazırlayıcı faktörlerden tıpkı tanesidir. Meydana getirdiği vakayiname yangılı faktörlerin çoluk çocuk arasında artması beni haddinden fazla endişelendiriyor. Bu yüzden obezite kaynaklı kanser oranları dahi artıyor” dedi.
“Tarama programlarına katılım artmalı, sağlıklı beslenilmeli”
Dimdik beslenme alışkanlıklarının kazanılması ile birlikte inhibitör faktörler yerine tarama programlarına katılımların artması gerektiğini dahi belirten Prof. Dr. Kalaycı, “Tarama programları anlamında ülkemizde tıbbi maşa kategorisi çok yüksektir. Hele esenlik bakanlığımızın sıkıntı bağırsak ve meme başı kanseri amacıyla tarama programları düzenlediğini kamu vatandaşlarımız bilmeli. 50 gözyaşı üzerindeki herkesin, umum sağlığı ünitelerinde, keyif ocaklarında, tamlık özel ve cesamet hastanelerinde tarama programlarından hekimler aracılığıyla faydalanmalıdır” şeklinde konuştu.
“Ruhsal bunalımlar ve ruhsal rahatsızlıklar kanser otama sürecini arttırıyor”
Amansız Hastalık hastaları üzerindeki ruhsal durumları değerlendiren Medicine Hospital’dan Psikiyatrist Shafiga Ünal ise alelhusus cerrahi aşama sonrası eke depresif bozukluklara çok sık rastlandığını söyledi. Psikiyatrist Shafiga Ünal, ruh bilimsel sorunların tedavi sürecini uzattığını bu yüzden hastaların ruhsal anlamda bindi görmesi gerektiğini tabir ettiği açıklamasında şunları söyledi:
“Kanser hastalığında otama sürecinde ve ahir dönemde alelhusus hastanın ruh bilimsel durumu ve bunları etkileyen içtimai faktörler çok önemlidir. Hastalarda alelumum titreme sonrası ruhsal gerilim, matem, koskocaman depresif ve dert kabilinden bozukluklara rastlayabiliyoruz. Hele cerrahi adım sonrası yüce depresif ve hastalık bozukluğu türlerine çok rastlanmaktadır. Hastalığın baş aşamasında özellikle hazımsızlık ve felaketleştirme durumları görülebilir. Bu format hastanın hayat kalitesini, otama uyumunu bozmakta ve süreci uzatmaktadır. Hastalıkta, gövde sağlığıyla birlikte psikoloji sağlığın da mebzul olması tedavideki muvaffakiyet oranını arttıran majör bir faktördür. Psikoloji sağlığı ne büyüklüğünde düşük olursa hastanın kanseri yenme isteği, umudu o kadar azalır.”
