Depremde yıkılan memleketine özlemini “Adıyaman” türküsüyle dindirmeye çalışıyor

Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Adıyaman’dan yakınlarıyla Bilecik’in Bozüyük ilçesine gelen piyano ve rabıt öğretmeni Nesrin Aslancan, hayırseverlerin desteğiyle tahsis edilen evde yaşamını sürdürüyor.

Adıyaman Üniversitesi Çap Konservatuvarını 2016 yılında bitirdikten sonradan İnönü Üniversitesinde efdal lisans fail ve Adıyaman’birlikte çalgı aleti eğitmenliğini sürdüren Aslancan, 6 Gücük Ay’taki Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli depreme 5 eğik apartmanın 3. katında bir tane başına yaşadığı evde yakalandı.

Sarsıntı sırasında “çök, konsept” hareketiyle tehlikesiz alanda bekledikten sonra binadan sâdır Aslancan, ağabeyi Mustafa, yengesi Tutku, yeğenleri 4 yaşındaki Mihrimah ve 2 yaşındaki Buyruk Aslancan’la Bilecik’in Bozüyük ilçesine geldi. Aslancan ve yakınları, ilçede arkadaşı Fikret ve eşi Zerrin Kayaç ile Bozüyük Belediyesi, Kent Konseyi ve ara sıra sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle bir sitedeki daireye yerleştirildi.

“Adıyaman” türküsünü söyleyerek memleket özlemini dindirmeye müteharrik Nesrin Aslancan, AA muhabirine, Gerger ilçesinde dünyaya geldiğini ve kısaca 5 yıldır Adıyaman Belediyesi Konservatuvarında putrel derslerine girdiğini, antrparantez hususi piyano dersleri verdiğini söyledi.

Üniversitede öğretim yardımcısı olmayı hedeflediğini tamlayan Aslancan hareket gecesi yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Hareket olduğu ahit yataktan kendimi yere attım. Telefonum yanımdaydı. O çapkın dışarı gezinti üzere tıpkı düşüncem yoktu. Telefonumu alıpbazanın yanında ‘dolap’ hareketini yaptım. Zira yapı direkt çökecek düşüncesiyle asla akım etmedim. Deprem daha üstelik şiddetlenmeye başladı. O büyüklüğünde bağrış çağrış, kıran, dışarıda her özdek reşit ve habbe süresince hiçbir öz duymadım. Depremin şiddeti biraz henüz geçtikten sonra telefonumu ve montumu alarak dışarı çıktım. Yan tarafımızda iki apartman elan vardı, onlar yıkılmıştı. Adıyaman’birlikte ağabeyim vardı, evli. Onu aramaya çalıştım, ulaşamadım. Arabama binip yanına gitmeye çalıştım. Cümle yakınlarını yoklamak üzere telefona mahsur, gidiş geliş tıklım tıklım hiçbir yere gidemiyorsun. O an kalıp düştü ve ağabeyimle görüştüm, ongun olduklarını öğrendim.”

“Bizim aramızda çokça sunturlu bağlam oldu”

Aslancan, geçen sene çalgı aleti marifetiyle sosyal medyada tanıştığı Fikret Kayaç’nın kendisiyle depremden bilahare iletişime geçtiğini, tahaffuz konusunda koruyucu olabileceklerini söylediğini aktardı.

Bunun üstüne ağabeyi, yengesi ve iki yeğeniyle Bozüyük’e geldiklerini vurgulayan Aslancan, “Kimseyi Allah evinden, memleketinden etmesin çok zor benzeri kapsam. Bozüyük halkı maddi, manevi yönden elinden geleni yaptı. Müzikle ilgilendiğimiz üzere tıpkısı nebze olsun onunla kendimizi avutmaya çalışıyoruz. İnsanlar de bize koruyucu olmaya çalışıyor.” dedi.

Fikret Kaya üstelik Aslancan ile tanışmalarının, “Geleceğe Işık Ol” adıyla Türkiye genelinde başlattığı proje sebebiyle olduğunu bildirdi.

Projeyle, müzikte yordamlı isimlerle canlı yetenekleri buluşturmayı amaçladığını dile getiren Kayaç, “Nesrin Aslancan hocamıza depremin ikinci gününde ulaşabildim. ‘Buralar çokça kötü.’ demesi konusunda eşimle Bozüyük’e çağırmaya değişmeyen verdik. Site yönetimi evlerini açtı. Hocamız siktirici çokça çaplı. Müzik namına eke bir değer.” ifadesini kullandı.

Zerrin Kaya ise 6 Gücük Ay sabahı depremi duyduklarında nazik sıkıntı yaşadıklarını kaydederek şöyle konuştu:

“Eşimin arkadaşı Adıyaman’bile yaşadığı üzere angajman kurduk. Oradan buraya aileyi taşıdık. Bozüyük halkı haddinden fazla yardımcı oldu, duyarlı davrandılar. Bozüyük halkı, Belediyesi, Site Konseyi ve STK’lerle bütün birlikte ahali ele hangi depremzede ailenin neye ihtiyacı varsa koordineli aynı şekilde apotr olduk. Kent yönetimi değme icar bedeli istemedi. Ailemizi sitemize yerleştirdik, hamam yuvalarına kavuştular. Ailemizle temelli irtibat halindeyiz, kardeşlerimiz kadar oldular. Dostluklar, arkadaşlıklar edindik. Bu üzeri boyu sürecek hukuk oldu, bizim aramızda haddinden fazla pir ilgi oldu.”

Share: