Hak Bakanı Bozdağ, AK Öğür Nevşehir İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu: (2)

Hak Bakanı Bekir Bozdağ, “Buradan çokça kemiksiz söylüyorum. Tıpkısı dünyaya de diyorum ki Türkiye’nin cumhurbaşkanını The Economist’in manşeti değil, Türk milletinin sandıkta atacağı kolluk belirleyecek.” dedi.

Bozdağ, Nevşehir Ticaret Borsası Konferans Salonu’nda düzenlenen DOĞRU Parti Nevşehir İl Müzakere Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, milletin emirlerine uyacaklarını, bu arada nüfuz olacaklarını ve milletle beraber bu ülkeyi yöneteceklerini söyledi.

DÜRÜST Tümen’nin ince vasilik yönetimlerinin ardı sıra milleti ile kuvvet olduğunu anımsatan Bozdağ, 20 yıldır milletin acun görüşünün ve iradesinin kudret olduğuna dikkati çekti.

Bozdağ, o yüzden bu iktidarı müzaheret etmek için gelişigüzel tip mücadeleyi Ankara’üstelik verdiklerini dile getirerek şöyle bitmeme etti:

“Eskiden oyu buradan alırlar, Ankara’ya giderler. Koalisyon kurarlar, vaatleri unuturlar. Sonradan dönüp sebep yapmadınız deyince, ‘İşte koalisyon hükûmeti var, yapamıyorum.’ Veyahut üstelik ‘İşte ben burada öyle dedim ama işler Ankara’üstelik bambaşka dönüyormuş.’ Herkesin bahanesi hazır. ‘İş Nevşehir’deki gibi değilmiş. Benim bildiklerimi aynı bilseniz.’ Yahu şu bildiklerini ayrımsız anlat. Biz bile bilelim, anlatmazlar. Keramet var ve bilcümle Ankara’de sizin verdiğiniz sandıktaki helal oylara başkalarını ortak ederler. İktidarları kolektif kullanırlar. Milletin emaneti olan milli iradeyi sıdk bilme bilincinden ırak davranır. Cumhur Reisi’mızın liderliğinde milli iradeyi, namusu, canı kabil muazzez bilen tıpkı erk var. ‘Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz.’ dediler. ‘367’ dediler. Seçtiririz dedik, seçtirdik mi elhamdülillah? Sokakları terörize ettiler. Mısır’daki kadar, Suriye’deki kabilinden ülkemizi kaosa sokup darbeyle indirmek istediler. ‘Boğaz vermeyiz.’ dedik. ‘Milletin emanetini paylaşmayız, iktidarı paylaşmayız.’ dedik. Geçit verdik mi? Vermedik elhamdülillah.”

“Seçimlere herhangi bir defasında engelleme ettiler, etmeye dahi çalıştılar”

Hendek terörüyle, bu ülkenin tıpkısı bölgesini ayaklandırmak, insanı birbirine kırdırmak istediklerini hatırlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hem havza insanı buna argıt vermedi hem aziz Türk milleti geçit vermedi. Açtıkları hendeklere, o teröristleri, onların yularlarını elinde tutanları bile gömdük. Yargıda ve devletin içindeki FETÖ’nün hangi kadar uzantısı yıldırıcı, başka terör örgütleriyle birleşme, ilişki, üyelik ilişkisi süresince olanlar varsa onları devletten ayıkladık. 15 Temmuz ihanetine, FETÖ çarpış teşebbüsüne alın ermiş milletimizle bu arada ölümüne savaşım ettik. Demokrasimizden, milli irademizden, hukuk devletimizden taviz vermedik. Iri bir demokrasi mücadelesi verdik. Şayet o dönem haddinden fazla kesin söylüyorum bu mücadeleyi veren umum Türk halkı değil dahi İngiliz, Amerikalı yahut Fransız halkı olsaydı bu mücadelenin öncülüğünü ölümüne diyerek milleti meydanlara çağıran ve ‘Ben halkın gücünün üstünde tehlikeli tanımıyorum.’ diyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan değil da ayrıksı tıpkı Avrupalı olaydı güvenli olun ona verilmedik Nobel Ödülü, uluslararası, ulusal büyüklük nişanları kalmazdı. Amma demokratlık mücadelesini veren Türk halkı olunca, demokratlık mücadelesini veren Cumhur Reisi’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olunca bunu görmezden geldiler amma tığ onların gözüne sokmaya devam edeceğiz. Seçimlere herhangi bir defasında müdahale ettiler, etmeye dahi çalıştılar. Onlara birlikte geçit vermedik.”

“Sen değil koca babaların gelse Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkamaz”

Bozdağ, demokrasiyi, milli iradeyi iktidar fail kadronun Cumhur Reisi Erdoğan ve onun kadrosunda olduğunu vurgulayarak, The Economist’in Cumhurbaşkanı’na zorba iftirasını attığına değindi.

Sadece onun değil, Türkiye’nin içindeki liderlerin bile bu iftirayı tekrarladıklarını anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

“Benzeri iftirayı rahmetli Menderes’e yaptılar. Aynı iftirayı rahmetlik Necmettin Erbakan hocamıza üstelik yaptılar. Turgut Özal rahmetliye yaptılar. Kimlere yapmadılar? Zat kadar düşünmeyen herkese zorba iftirasını bunlar yakıştırmaktan çekinmediler. Buradan ayrımsız kat daha söylüyorum. Türkiye’nin seçimlerinde manipülasyon yarmak için Reuters ilan veriyor. ‘Eli türlü markajcı, ağzı konu eden, aha çaplı Türk gençleri aranıyor.’ Ne? Recep Tayyip Erdoğan’ı dağıtmak üzere grup kuruyor. Yahu sen değil koca babaların gelse Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkamaz. Türkiye’nin seçimleri sadece Türkiye içerisinde hayatiyet gösteren terör örgütlerini, teröristleri, uluslararası güçlerin işbirlikçilerini değil, koca adam devletlerin hepsini gerdi. Bütünü erinçsiz, teyakkuz halinde. Biden elan seçilmeden pekâlâ indireceğinin planlarını Amerikalılara anlatarak düşünce istiyor. Macron’u anca efendim, başkası keza öyle. Şimdi dört bir yandan gazeteleriyle, toplumsal iletişim araçları hesaplarıyla Türk seçmenlerini düdüklemek, onları manipüle almak için iftiraları boca etmeye başladılar.”

Bozdağ, bire bir yandan FETÖ’nün teröristleri, aynı yandan PKK’nın teröristleri, aynı yandan ayrıksı ülkelerin istihbarat örgütleri, benzeri yandan birlikte içlerinden düşünülerek bilmeyerek bunları beğenenler, Türkiye’yi abluka etmek isteyen yapışkan adisyon sahipleri olduğuna dikkati çekti. Vekil Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Buradan haddinden fazla açık söylüyorum. Aynı dünyaya üstelik diyorum ki Türkiye’nin cumhurbaşkanını The Economist’in manşeti değil, Türk milletinin sandıkta atacağı kolluk belirleyecek. Türkiye’nin cumhurbaşkanını Londra’dakiler, Washington’dakiler, Berlin’dekiler, Paris’tekiler değil, Nevşehirliler, 81 vilayetimizde cıvıl cıvıl aziz Türk vatandaşları seçecek. Bibi bunu görmeyenlere, bibi bunu duymayanlara, bilmeyenlere benzeri nöbet henüz buradan duyuralım. Bir yol henüz görsünler. Nedeni elverişsiz dışında, yabancıların gözünde aramayın. Türkiye’nin ortamında siyasa fail iktidara iştahlı olanlara dahi söylüyorum. İktidar Nevşehirlilerin gönlünden geçerek verdiği oylardan geçiyor ama Avrupa’dan, Amerika’dan şuradan buradan şehadetname almaktan geçmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu, ABD’ye gitti, Londra’ya gitti, Berlin’e gitti, dolanıyor. Nereden ne aldı bilmiyoruz. İcazete mi gitti? Hamburger yemeye mi gitti? Onu da bilmiyoruz ama ‘Ben hamburger yedim.’ diyor. Ne kadar inandırıcı onu bile bilemiyoruz. Zayi saatlerde hangi yaptı? Onu dahi bilemiyoruz. Onun üzere iktidarı Londra’de, Paris’te, Berlin’da, Washington’da arayanlara bu kavim iktidarın ‘i’sini de vermez.”

(Sürecek)

Share: